Menopoz Nedir?

MENOPOZ VE KADINLAR

Menopoz son adet görmeyle birlikte başlayan ve kadın hayatı için önemli olan dönemlerden biridir.İnsan ömrünün uzamasıyla birlikte kadınlar yaşamlarının üçte birini (ortalama yaşa göre) menopoz sonrası dönemde geçirmektedir.Bu dönem bazılarına göre hayatın sonu,bazılarına göre ise hayatın yaşanmaya değer yeni bir dönemidir.Menopozu hayatın sonu gibi görenler menopozla birlikte yaşlandıklarını,kadınlık özelliklerinden özellikle  cinsel aktivitenin kaybı olduğunu düşünen ,hiçbir hekim yardımı almayan ve menopozun bütün olumsuzluklarını yaşayan guruptur.Diğerlerine gelince,artık ailenin ekonomik sorunlarının hallolduğu,gebe kalma korkusunun olmadığı ,çocukların öğrenimi ile ilgili sorunların çözümlendiği bir dönemde menopozun getirdiği sorunlarla da baş edip,gerekli hekim desteğinin de yardımıyla hayattan zevk alan ve hayatı yaşamaya değer bulan guruptur.Bu guruptakilerin gerektiğinde doktor kontrolü ve onların önerilerine önem verdikleri unutulmamalıdır ki farkında olmadığımız bazı rahatsızlıkların belirlenmesi de bu sayede mümkün olmaktadır.Yine bu muayeneler sırasında rahim ağzı kanserinden korunmak için yapılması gerekli smear tetkiki de yapılmaktadır.Bir patoloji varsa da kanser olmadan tedavisi yapılabilmektedir.

O halde önce menopozda ne gibi şikayetler ve ilerde ne gibi sorunlar olacağını irdelemek gerekir.

En önemli şikayet hemen menopozu takiben oluşan bizim vazomotor semptomlar dediğimiz sıkıntı,terleme ve  ateş basmasıdır. Bu ve bunu takiben oluşan uyku problemleri,konsantrasyon bozukluğu yani bir konuya odaklanamama yaşam kalitesinde düşüşe neden olur.Daha ilerki dönemde vajinal ve etrafındaki organlarda nem kaybı buna bağlı kuruluk ve ilişkide sorunlar görülür .Mesane mukozası dediğimiz mesane iç yapısında da kuruluk kolay enfekte olabilme ve sık idrar hatta idrar kaçırma gibi sorunlar oluşturabilmektedir.

Bunların giderilmesi için hormon tedavisinin uygulanması gerekir.Menopozda eksilen hormon olan ÖSTROJEN  tedavisini vermek esastır. Ancak rahim iç tabakasınının kalınlaşmasını önlemek için PROGESTİN  dediğimiz hormonun ilave edilmesi gerekir.Kadınlarımızın isteğine vede yaşına bağlı olarak da her ay adet görebilecek şekilde ,yada kanama olmayacak şekilde bir tedavi planlarız.Bu tedavi sıkıntı ateş basması,buna bağlı ruhsal sıkıntıları giderebileceği gibi vajinal kurulukla  ilgili sıkıntıları da giderir.Sadece vajinal kuruluk ve cinsel yaşamla ilgili sorun varsa o zamanda sadece vajinal yoldan kullanılan ve genel dolaşıma geçmeyen VAJİNAL JELLER,KREMLER  vardır onlar önerilir.

Riskleri ekarte etmek için de yıllık vajinal smear dediğimiz testlerin, mammografi ve diğer kan testlerinin uygulanması gerekir.Ailesinden birinci derecede yakınında meme kanseri hikayesi olan veya memeside prekanseröz dediğimiz değişiklikler olan kadınlarımıza hormon tedavisi önermiyoruz,fakat vajinal östrojen kontrollü olarak verilebilir.

Kadınlar için çok önemli olan bir diğer istenmeyen etkisi menopozun cilt üzerindeki etkileridir.Kronolojik yaşlanma,östrojen eksikliği,ve foto yaşlanma ciltteki kuruluk, kırılganlık ve çizgilere neden olan 3 önemli etkendir. Deri incelir hatta saç dökülmesi görülür.Cilt kuruluğu cildin su ve lipit içeriğinin azalmasıdır.Östrojen ise derinin su tutma özelliğini sağlar.Menopozda östrojen eksildiği için bu faydalı etkisi ortadan kalkar ve cilt ve vücudun diğer bölgelerindeki deride  kuruma kırışma ve sarkıklık oluşur.

Normal deride KOLLAJEN diye adlandırdığımız  bir molekül vardır. Ancak artan yaşla birlikte KOLLAJEN azalır.Menopoza bağlı östrojen azalması ile derideki KOLLAJEN kaybı arasında kuvvetli bir ilişki mevcuttur.Deride bulunan KOLLAJENİN %30 umenopozdan sonraki ilk 5 yılda azalmaktadır.İlginç bir şekilde kemik kütlesindeki ve KOLLAJENDEKİ kayıp birbirine paralel seyretmektedir.Deri kalınlığı,KOLLAJEN içeriği ve kemik yoğunluğu arasında postmenopozal kadınlarda kuvvetli bir korrelasyon vardır.

Uzun dönemde ise kalp dolaşım sisteminde bozukluklar, osteoporoz yani kemik erimesi ,buna bağlı ağrılar ve en ufak bir travmayla kırıklar, daha ileri yaşlarda da duruş bozuklukları kamburluk,el ve ayak kemiklerinde şekil bozuklukları gelişir.

Tekraren ifade etmek isterim ki  bütün bu şikayetlerin  önlenmesi ve tedavisi için, verilmesinde sakınca yoksa vede kişi de istiyorsa ,aileden 1.ci derecede yakınında meme kanseri yoksa ve kendinde de ilerde kansere yol açabilecek bir meme problemi yoksa östrojen altın standarttır.Çünki menopozun olumsuzlukları bu hormonun eksikliklerine bağlıdır.

Ancak 2002 de Amerika da yapılan bir çalışmada meme kanserinde yılda sekiz bin kadında 1 yeni meme kanserinin görülmesi , hormon tedavisine hem kadınlarımız hem de doktorlarımızın yaklaşımında bir gerilemeye neden  olmuştur.Artık örneğin kalbimizi korusun diye hormon vermiyoruz.Kemik üzerinde de etkisi kemiğin bulunduğu durumda muhafazasına yardım eder fakat oluşmuş bir kemik kaybı varsa bunu yerine koymaz.bunun için farklı tedavi örnekleri vardır.

GÜNÜMÜZDE tek endikasyon vajinal semptomlar ve vazomotor semptomlar dediğimiz şikayetlerin olmasıdır.Şunu da ifade etmem gerekir:, uygun vakalarda ösrojenin faydalarına inanıyor ve kısa süreli de olsa öneriyorum.Maalesef artık hormon tedavisi ile ilgilenen ve öneren,tedaviyle ilgili sorumluluğu üzerine alan çok az hekim vardır.Bu yaklaşım kadınlarımıza yapılan en büyük kötülüktür.Tabiiki hormon önerdiğimiz kişinin de dizenli kadın doğum kontrollerini yaptırarak bu sorumluluğa ortak olması gerekir.Eğer dizenli takip yapılamıyacaksa o kişiye böyle bir tedavi öneremeyiz.

O zaman yani hormon istemeyen yada veremiyeceğimiz kadınlarımıza ne yapacağız ?

Beslenme önemli,özellikle sebze ve meyva ağırlıklı beslenmeli ,ama hafteda en az 2 günde protein alınmalıdır.Kalsiyumdan zengin diyet olması da önemlidir. Yani süt ürünlerini eksik etmiyeceğiz.Omega 3 de oldukça faydalı bir öneridir. D vitaminine de yılda bir kez bakılması eksikse tamamlanması gerekir.

Yürüyüş ( haftada en az 2-3 kilometre diyorduk artık günlük olursa daha uygun diyoruz) .,sporla ilgili pekçok aktivitede olabilir.Ancak her  spor herkese uygun olmaz .bu konuda destek almak gerekir.

Tabiiki doktor kontrolü önemli, D vitaminimi eksik ,kramplarımı  var ,  magnezyum mu eksik,B12 ne durumda,şekeriniz kolesterolünüz v.s ne durumda,kemik ölçümü yaptırmalımıyım bunlara doktorunuz karar vericektir.Yine vajinal kurulukla ilgili şikayetler için zayıf etkili östrojen içeren lokal etkili ,yani o bölgeye uygulanan jeller ve kremler vardır.Ancak bunlar genel dolaşıma geçmedikleri için zararları  yoktur,fakat hekim tarafından önerilmelidir.

Osteoporoz deyince neden sonuç ilişkisinden de  bahsetmekte yarar vardtr .Osteoporoz kemikler de yapımla yıkım arasındaki dengenin yapım aleyhine bozulması dolayısıyla kemik kütlesinin azalması sonucu ortaya çıkar.Kemik dokusunun mikro mimariside bozulur.Kırılganlık artar.50 yaşın üzerindeki her 3 kadından birinde ve her 5 erkekten birinde osteoporoz vardır.Buna bağlı olarak kırıklar olur demiştik.Bu kırıklar daha çok el bileği,önkol,kalçada ve omurgada  olur.Hatta bu erimenin ciddiyetine bağlı olarak omurgada spontan yani kendiliğinden gelişen kırıklar olabilir ve ağrı ile gelen hastada tetkiklerle ortaya çıkar.  Sırt ve bel ağrısı ise omurga şekil bozukluğu ve kifoz yani kamburluğa bağlı olarak ortaya çıkar.Yapılan araştırmalarda dişlerde de bu kayıp nedeniyle protez ihtiyacı artmaktadır.

Bütün uygulanacak destek tedavi ve uygulamalarının yanısıra artık elimizde hem cilt değişiklikleri hem kemik dokusu hem de  eklemlere iyi gelicek bir mucize var. KOLLAJEN. Deri ve kemiklerdeki bu iyileştirici etkilerinin yanısıra adelelere de etkilidir.Genital organları çevreleyen adelelerdeki KOLLAJEN azalmasına bağlı olarak gelişen adale zayıflığı  idrar kaçırma genital organlarda sarkıklık oluşturan  diğer rahatsız edici durumlarda da kollajen ekskliğinin giderilmesi  faydalı olacaktır.Ayrıca ciltte kemiklerde eklemlerde ve adelelerde faydalı etkileri  olan KOLLAJEN daha dinç ve daha genç kalmamıza,dolayısıyla ruhsal yapımızın da daha iyi olmasına  yardımcı olacaktır.

KOLLAJEN ,eksik olanı  tamamlamakla birlikte  kısa bir süre alıp bırakılmamalıdır.devam  edilmelidir . Çünki bir taraftan östrojen eksikliği devam etmektedir.Saf 5-10 gr kollajen içeren preparatlar olduğu gibi C vitamini ve faydalı diğer maddeleri de içeren KOLLAJEN çeşitleri vardır.Geri bildirimlerde önerdiğimiz menopozal kadınlarımızdan aldığımız memnuniyet bildiren sonuçlar nedeniyle niye bundan habersiz olan yada yeteri kadar bilgilendirilmeyen kadınlarımız bundan faydalanmasın diye düşündüğüm için bu yazıyı kaleme aldım. Saygılarımlar

 

Cinsel ilişki sırasında kadın yumurtasının erkek üreme hücresi spermle döllenmesiyle başlayan süreç şeklinde tanımlanan gebelik (hamilelik) ortalama 37-40 hafta sürmektedir. Doğum kontrol yöntemlerine başvurulmayan cinsel birlikteliklerde hamilelik ihtimali artar.

Riskli gebelik ya da yüksek riskli gebelik; gebelik öncesi ya da gebelikte ek bir hastalığı olan veya taramalarda düşük riski veya bebekte sakatlık riski çıkan gebeliklerdir

Normal vajinal doğum yapılamayan durumlarda başvurulan yöntem, sezaryen doğumdur. Normal doğum düşünülen durumlarda acil olarak sezaryene geçiş yapılabileceği gibi doğum öncesi planlama yapılarak da sezaryen kararı alınabilir. Doğumdan önce sezaryen yapılacağı kesinleşmiş ise işlemin yapılacağı tarih ve saat belirlenebilir.

Sezaryen doğum, ameliyathane koşullarında ve anestezi altında gerçekleştirilen bir doğum tekniğidir. Bu işlemde önce karna, sonra rahme kesi uygulanarak bebeğin anne karnından çıkarılır. Daha sonra kesi yerleri dikiş ile kapatılarak doğum tamamlanır.

ajinal akıntı, vajina ve rahim ağzındaki küçük bezlerden salgılanan sıvıdır. Bu sıvı, vajinayı ve üreme sistemini temiz ve sağlıklı tutarak eski hücreleri ve kalıntıları temizlemek için her gün vajinadan sızar. Östrojen seviyelerindeki normal değişikliklerden vajinal akıntı meydana gelebilir

Vajina sarkması, vajinanın etrafındaki kas, bağ dokular, pelvik organları ve dokuları yerinde tutan sinir, kas dokularının zayıflamasıyla kopar ve vajenden dışarı sarkmalar meydana gelir. Normal doğum yapmak, östrojenin yetersiz gelmesi, yaşlılık gibi sebeplerden ortaya çıkmaktadır

Tedavi edilebilen cinsel yolla bulaşan hastalıklar: Sifiliz, bel soğukluğu, klamidya ve trikomoniyazdır. En sık görülen seksüel geçişli 4 hastalık ise; hepatit B, herpes simplex, HIV (AIDS) ve HPV tam olarak tedavi edilemez