Serviks kanseri diğer adıyla rahim ağzı kanseri kadınlarda meme kanserinden sonra ikinci en çok görülen kanserdir.Dünyada her 2 dakikada bir bir kadın bu nedenle hayatını kaybetmektedir. Yaklaşık her yıl 250 bin kadın rahim ağzı kanserinden ölmektedir.
Serviks yani rahim ağzı kanseri cinsel aktif bireylerin bir hastalığı olup,hemen hepsinde HPV dediğimiz virusun varlığı söz konusudur.Hayat kadınlarında daha çok görülmesi,rahibelerde görülmemesi cinsel yolla bulaşan bir virüs olması nedeniyledir.Bu gün HPV adlı virüs enfeksiyonunun rahim ağzı kanseri ile ilişkisinin, sigara ile akciğer kanseri arsındaki ilişkiden daha güçlü olduğu anlaşılmıştır.İstatiksel olarak bakıcak olursak serviks kanserlerinin % 99.7 si HPV ile iilişkilidir.Cinsel ilişki ile bulaşmada başlıca faktör ,cinsel partner(eş) sayısı ve enfeksiyonun alındığı yaştır.İlk cinsel ilişki yaşının erken olması, bu yolla HPV enfeksiyonunu alması , daha sonra gelişme ihtimali olan kanser öncesi değişiklikler yada rahim ağzı kanseri gelişmesinde oldukça önemli bir faktördür.Bu nedenle çocuklarımızın aşağıda söz edeceğimiz adolesan yani ergenlik döneminde HPV için geliştirilen aşılarla aşılanması gerekir.
Bunun içinde biraz önce ifade ettiğimiz yıllık kadın doğum muayenesi ve bu sırada vajinal smear dediğimiz akıntı örneği alınıp patolojik tetkike gönderilmesi esastır.Böylece kanserden önceki değişiklikler değerlendirilip gerekli tedavilerle kanser önlenebilr yada erken evrede yakalanan bir kanserden daha az hasarla kurtulabiliriz.
O halde serviks kanserinin belirtileri nelerdir diye bir soru akla gelebilir.Başlangıçta sessiz olabilir ,yani belirtisizdir ancak HPV aranması nedeniyle yapılan tetkiklerde ortaya çıkar.Belirti verdiği zaman HPV nin tipine göre, ya dış genital organlarda gözle görülebilen genital siğiller vardır,yada rahim ağzında yine gözle görülebilen halk arasında yara denilen erozyon yada tümöral kitle vardır.
Ağrısız kanama yada et suyu renginde akıntı en önemli klinik belirtidir.Yani ileri aşamalara kadar basit akıntı dışında bir belirti vermeyebilir ve tesadüfen yapılan vajinal smear kontrolleriyle ortaya çıkabilir.Muayene sırasında rahim ağzındaki yaradan biyopsi yapılarakta tanı konabilir.Eğer smear de bir değişiklik varsa gözle görülebilen bir lezyon olmasa da kolposkopi denilen bir yöntemle şüpheli bölgeler tesbit edilip biyopsi oralardan alınır.
Belirti verdiği zaman akıntının dışında düzensiz kanamalar ve ilişki sırasında ortaya çıkan kanamalarla kendini gösterir.
Daha ileri durumlarda canlılığını kaybetmiş dokuların nekroz yani çürümesi sonucunda kötü kokulu akıntılar oluşur.Dahada ilerlemiş vakalarda durdurulması zor kanamalarla karşılaşabiliriz.İleri evrelerde başta mesane gibi komşu organlar olmak üzere ,ayrıca da lenf yoluyla tüm vücuda yayılabilir.
Tedaviye gelicek olursak, erken dönemde yani henüz kanser başlangıcındaysa ,sadece rahim ağzı yada menopoza yakınsa rahim ve yumurtalıkların da alındığı bir operasyon uygulanabilir.Tekrar etmekte yarar var,erken tanı çok önemli.
İlerlemiş vakalarda değişik ameliyat teknikleri radyoterapi seçenekler arasındadır.Bu tedavilerle de artık pekçok hasta şifa bulabilmekte ve bu zorlu sürece katlanabilmektedir.
Peki önlem nedir? Düzenli kontrol ,kontrol. Yani yıllık olarak kadın doğum ünitelerinde muayene ve tetkik ,özelliklede yıllık smear taraması.
Bir diğeri de HPV aşısıdır.aşı adolesan döneminde yapılmalıdır.En uygun yaş 9 la 26 yaş arası olup en iyi bağışıklık zamanının 12-13 olduğu ifade ediliyordu.Ancak bu konuda çalışan bazı araştırıcılar 40 yaşına kadarda yapılabileceğini önermektedir.Zaten corono salgınından önce ergen kadınların HP V taramasından geçirilmesi sağlık sistemimizin içine yerleştirilmişti ve buna yönlendiriliyordu.
Biz de hastalarımızda bu uygulamayı yapmakta idik,halen de uyguluyoruz.
gibi bir takım diğer risk faktörlerinin de devreye girmesiyle ortaya çıktığıdır.
TOPLUMUN BİRÇOK KESkitle iletişim araçla görev almaktadır
Cinsel ilişki sırasında kadın yumurtasının erkek üreme hücresi spermle döllenmesiyle başlayan süreç şeklinde tanımlanan gebelik (hamilelik) ortalama 37-40 hafta sürmektedir. Doğum kontrol yöntemlerine başvurulmayan cinsel birlikteliklerde hamilelik ihtimali artar.
Riskli gebelik ya da yüksek riskli gebelik; gebelik öncesi ya da gebelikte ek bir hastalığı olan veya taramalarda düşük riski veya bebekte sakatlık riski çıkan gebeliklerdir
Normal vajinal doğum yapılamayan durumlarda başvurulan yöntem, sezaryen doğumdur. Normal doğum düşünülen durumlarda acil olarak sezaryene geçiş yapılabileceği gibi doğum öncesi planlama yapılarak da sezaryen kararı alınabilir. Doğumdan önce sezaryen yapılacağı kesinleşmiş ise işlemin yapılacağı tarih ve saat belirlenebilir.
Sezaryen doğum, ameliyathane koşullarında ve anestezi altında gerçekleştirilen bir doğum tekniğidir. Bu işlemde önce karna, sonra rahme kesi uygulanarak bebeğin anne karnından çıkarılır. Daha sonra kesi yerleri dikiş ile kapatılarak doğum tamamlanır.
ajinal akıntı, vajina ve rahim ağzındaki küçük bezlerden salgılanan sıvıdır. Bu sıvı, vajinayı ve üreme sistemini temiz ve sağlıklı tutarak eski hücreleri ve kalıntıları temizlemek için her gün vajinadan sızar. Östrojen seviyelerindeki normal değişikliklerden vajinal akıntı meydana gelebilir
Vajina sarkması, vajinanın etrafındaki kas, bağ dokular, pelvik organları ve dokuları yerinde tutan sinir, kas dokularının zayıflamasıyla kopar ve vajenden dışarı sarkmalar meydana gelir. Normal doğum yapmak, östrojenin yetersiz gelmesi, yaşlılık gibi sebeplerden ortaya çıkmaktadır
Tedavi edilebilen cinsel yolla bulaşan hastalıklar: Sifiliz, bel soğukluğu, klamidya ve trikomoniyazdır. En sık görülen seksüel geçişli 4 hastalık ise; hepatit B, herpes simplex, HIV (AIDS) ve HPV tam olarak tedavi edilemez